Erzincan’ın İliç ilçesindeki altın madeninde meydana gelen heyelan felaketiyle ilgili açıklama yapan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, kayıp 9 işçiyi bulma çalışmalarının sürdüğünü belirtti. Makul alanlarda heyelan tehlikesinin devam ettiğinin altını çizen Bakan, “Çok büyük bir kara kütlesinden bahsediyoruz. Yaklaşık 10 milyon metreküplük bir kara kütlesi. İmkanımız olsaydı ve bugün kaldırmaya kalksaydık, yapardık.” En az 400 bin kamyona ihtiyacımız var, böyle bir büyüklükle karşı karşıyayız.” konuştu.
İşçilerin bir konteyner içerisinde olduğunu öngördüklerini ve bu yönde aramaları yoğunlaştırdıklarını belirten Bakan, “Biz de elimizdeki tüm teknik imkanları kullanarak bu faaliyeti yürütmeye çalışıyoruz.”
Bayraktar, olayın sorumlularının bulunmasına yönelik çalışmalara da değindi. Bakan, “Bunun bir daha yaşanmaması için burada yapılanların nerede eksik, yanlış olduğunu ortaya koyacağız. Sorumluların adalet önüne çıkarılmasını ve hesap vermesini de sağlayacağız. Milletimizin hiçbir kusuru olmamalıdır. endişeler.”
“Burada faaliyet gösteren firmanın yönetimsel düzeyde zayıf olduğunu görüyoruz” diyen Bayraktar, şöyle devam etti: “Çünkü söz konusu yabancı firmanın temsilcileri hala burada değil. Bu, önümüzdeki dönemde de birlikte bakmamız gereken bir konu. Arama kurtarma sürecini tamamladıktan sonra bu konuya yoğun bir şekilde bakacağız.”
“Ne olursa olsun zihniyetiyle hareket ettiler”
Bağımsız Maden İşçileri Sendikası Yöneticisi Ferhat Akıl ve Bağımsız Maden İşçileri Sendikası Avukatı Mert Bakır da maden faciasına ilişkin basın açıklaması yaptı. “Bütün bu yöre halkı ya da Erzincan’daki bu madenlerde çalışan işçiler çeşitli mobbinglere, baskılara, örtülü tehditlere maruz kalmış, gerekli üst makamlardan hiçbir zafiyetin medyaya sızmaması gibi önlemler alınmıştır.” Avukat Mert Bakır, çalışanların felaketten önce durumu fark ederek yetkililere bildirdiğini belirtti. Bakır, “Aslında daha bir hafta önce çatlakları fark edip yetkililere bildiren işçi şefi arkadaşım da şu anda enkaz altında kalanlardan biri. Doğal olarak burada özellikle ana firma Anagold ve diğer taşeronlar Çiftay var. “Ne olursa olsun, hiçbir önemi yok. ‘Burası taşsa da, işçilerin durumu ne olursa olsun, biz üretime devam ettiğimiz sürece’ mantığıyla hareket ettiler, bu çok açık” diye konuştu. ‘Heyelan’ denilen yerin siyanürlü toprak olduğunu ve maddi olduğu yönündeki açıklamaların gerçeği yansıtmadığını vurgulayan Bakır, sözlerini şöyle sürdürdü: “Burada o kadar yoğun bir üretim baskısı var ki işçilerin söyledikleri gerekli önlemlerin alınabileceği anlamına geliyor. Alınamaz.” “Öyle bir şey olmadı ama üretimi artırmak, kapasitesini aşmak için o kadar siyanür pompaladılar… Bu felaket yaşandı. Bu felaketin sorumlusu elbette buradaki yetkililerdir.”
Bakır ve Hakkıma, Bağımsız Maden İşçileri Sendikası olarak olayın takipçisi olduklarını ve üyelerini yalnız bırakmayacaklarını vurguladı.
DW/SÖ,EC
