Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, Anayasa Mahkemesi’nin 61’inci yıl dönümü töreninde konuştu. Arslan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da katıldığı törende yaptığı konuşmada, Osmanlı’nın son döneminin önemli devlet adamlarından Abdüllatif Suphi Paşa’nın anısını anlatarak bir “adalet” beyannamesi verdi.
Anayasa Mahkemesi’nin Şanlı Divanı’nda düzenlenen 61. Yıldönümü Törenine, Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, Yargıtay üyeleri ve çalışanları ile avukatlar katıldı. Anayasa Mahkemesi. Arslan yaptığı konuşmada yargı bağımsızlığı ve coğrafi güvencenin hakimler için önemine dikkat çekti. Arslan dedi ki:
Anayasamızın 138. maddesinde “Mahkemelerin Bağımsızlığı” başlığı altında hakimlerin vicdani kanaatlerine göre karar verecekleri, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hakimlere tavsiye ve tavsiye dahil hiçbir şekilde müdahale edilemeyeceği belirtilmiştir. mahkeme kararlarının gecikmeksizin yerine getirileceğini taahhüt eder. Bu itibarla 138. unsura demokratik hukuk devletinin sigortası diyebiliriz.
Bu maddeyi yorumlayan Anayasa Mahkemesi’ne göre, yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı, hakimin herhangi bir dış etki altında kalmaksızın, tarafsız ve özgürce, tereddüt ve endişe duymadan karar verebilmesini gerektirir. Bu, sağlam bir kişilik ve kirlenmemiş bir yargı vicdanı ile coğrafi güvenceler gibi yargıçlara bazı anayasal ve yasal güvenceler sağlanmasıyla mümkündür.’
“Yarın ikimizin de huzuruna çıkacağımız bir hakim var ve ben bir tek ondan korkarım!”?
Arslan, ‘Mahkemeler her türlü müdahaleden muaftır’ (md. 86) kararıyla ilk anayasamız olan Kanun-i Esasi’de yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı unsurunun yer aldığını belirtti. Namık Kemal, İkinci Meşrutiyet döneminde bu hükmün uygulanmasını bizzat deneyimleyenlerden biridir. Ünlü şair, devletin bekasının ve halkın mutluluğunun yolunun adaletten geçtiğini yazılarında belirtmektedir. Örneğin bir şiirinde şöyle der: ‘Adalet bulunmazsa, adalet milletin aklındadır. Kısacası adaletin olmadığı yerde devletin mertebesi, gücü geçse de bir gün yıkılır.sözlerini kullandı.
Namık Kemal’in adaletin tecellisinin ilk şartının yargının bağımsızlığı ve hakimin güvencesi olduğunu belirttiğini anlatan Arslan, adaletin söz değil fiil olduğunu yaşadığı bir davada yaşadığını söyledi. gözaltında tutuldu.
‘Bunu ona öğretecek olan, birkaç yıl önce yazdığı bir mektupta ‘nebbâş’ yani ‘kabir hırsızı’ diye bahsettiği Yargıtay Reisi Abdüllatif Suphi Paşa’nın oburu değildir. Duruşma yoğun ilgi altında gerçekleşti. Yapılan telkinlerin de etkisiyle başta Namık Kemal olmak üzere herkes mahkûmiyet kararı beklemektedir. Ancak beklenenin aksine Namık Kemal’i serbest bırakan bir karar alındı. Kızı kendisine bu kararı verirken korkup korkmadığını sorunca Divan Reisi Suphi Paşa, tüm zamanların kadılarına unutulmayacak bir ders olan şu cevabı vermiştir: ‘Yarın bir kadı var ki, ben ve padişah ayağa kalkacağız. daha önce sadece ondan korkarım!’
