Akdeniz Üniversitesi’nden İsrail’e kınama; işini kaybeden bilim insanlarına çağrı
AKDENİZ Üniversitesi Senatosu, Filistin’e yönelik saldırılar nedeniyle İsrail’i kınama kararı aldı. Senato toplantısı sonrası senato üyeleri ile akademisyenler, Türk ve Filistin bayrakları taşıyarak yürüyüş gerçekleştirdi. Kınama kararını okuyan Rektör Prof. Dr. Özlenen Özkan, ” Gazze’deki katliamlara karşı ses çıkardıkları için işini kaybeden ya da bağlı bulundukları kurumlardan atılma tehdidi yaşayan bilim insanlarına ve öğrencilere çağrıda bulunmak istiyoruz. Üniversitemizin kapıları, vicdanlı bir yüreğe sahip cesur bilim insanlarına ve öğrencilere sonuna kadar açıktır” dedi.
Akdeniz Üniversitesi Senatosu, İsrail’in Gazze’de yaptığı katliamı kınamak için bir araya geldi. Senato toplantısı öncesinde Rektör Prof. Dr. Özlenen Özkan, üniversitede eğitim gören Filistinli öğrencileri makamında ağırladı. Görüşmenin ardından senato, Prof. Dr. Özlenen Özkan başkanlığında toplandı. Toplantıda Filistin’e yönelik saldırılar nedeniyle İsrail’i kınayan bir karar alındı. Kararın ardından rektörlük önünde toplanan senato üyeleri, Antalya Filistin Genç İnisiyatifi’nin Filistin’e Destek Çadırı’nı ziyaret için yürüyüşe başladı. Yürüyüşe katılan senato üyeleri ile akademisyenler, ellerinde Türk ve Filistin bayrakları ile ‘Özgür Filistin, Özgür Gazze’ yazılı dövizler taşıdı. Yürüyüşe katılan Filistinli öğrenciler arasında, İsrail’in saldırısı sonucu ailesi ile hayatını kaybeden eski Gazze İslam Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muhammed Id Şubeyr’in yeğeni Ahmet Shabir de yer aldı. Yürüyüşün ardından ‘Filistin halkının yanındayız, Nehirden denize özgür Filistin’ yazılı pankartın arkasında toplanan senato üyeleri adına Prof. Dr. Özkan, açıklama yaptı. Prof. Dr. Özkan, Akdeniz Üniversitesi Senatosu olarak 7 Ekim’den bu yana İsrail’in Filistin’de gerçekleştirdiği soykırıma dikkat çekmek için bir araya geldiklerini söyledi.
‘BİR VAHŞETE TANIKLIK EDİYORUZ’
Prof. Dr. Özkan, “Uluslararası Adalet Divanı’nın Refah’taki askeri operasyonların durdurulması kararına rağmen İsrail, uluslararası hukuka ve insan haklarına aykırı katliamlarına devam etmektedir. Hastanelerin, eğitim kurumlarının, çaresiz insanların sığındığı ve üstelik İsrail’in güvenli bölge ilan ettiği çadır kentlerin, Birleşmiş Milletler Yardım Kuruluşu çalışanlarının, masum bebeklerin ve çaresiz annelerin acımasızca bombalandığı bir vahşete tanıklık ediyoruz” dedi.
‘SOYKIRIMA DÖNÜŞEN BU VAHŞETİ ŞİDDETLE KINIYORUZ’
Prof. Dr. Özkan, “Gazze’de her 10 dakikada 1 bebek katlediliyor. Bizim bu sessiz yürüyüşü yaptığımız sırada bile ailelerinin göz bebeği, geleceğiyle ilgili hayaller kurduğu bir minik yürek daha bu dünyadan ayrıldı. İki evladı olan bir anne olarak bu durum benim yüreğimi parçalıyor. Akdeniz Üniversitesi Senatosu olarak soykırıma dönüşen bu vahşeti şiddetle kınıyor ve Filistin halkının yanında olduğumuzu açıkça ifade etmek istiyoruz. İsrail, uluslararası anlaşmaları ve hukuk kurallarını hiçe sayarak yürüttüğü bu eylemlerine derhal son vermelidir” diye konuştu.
‘ÜNİVERSİTELER SESSİZ KALMAMALI’
Filistin’de acilen ateşkes sağlanması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Özkan, “Bilimin merkezi üniversitelerin böylesine önemli bir konuda sessiz kalmaması ve barış yanlısı gençlerin dünyanın geleceğine sahip çıkmadaki kararlı duruşları dünyaya ilham veriyor, bizlere ümit aşılıyor. Ancak özgürlük heykelleri dikenlerin, özgürlüğe tahammüllerinin olmadığını gördüğümüz bir dönem yaşıyoruz. Tarih boyunca mazlumların ve masumların yanında durmuş bir milletin evlatları olarak Gazze’deki katliamlara karşı ses çıkardıkları için işini kaybeden ya da bağlı bulundukları kurumlardan atılma tehdidi yaşayan bilim insanlarına ve öğrencilere çağrıda bulunmak istiyoruz. Üniversitemizin kapıları, vicdanlı bir yüreğe sahip cesur bilim insanlarına ve öğrencilere sonuna kadar açıktır” dedi.
‘TÜM YOLLAR VE KAPILAR KAPALI’
Ailesinin 5 aydır çadırda yaşadığını belirten hazırlık sınıfı öğrencisi Ahmet Shabir ise “Savaş başlamadan 1 gün önce üniversite için Antalya’ya geldim. Bütün ailemi Gazze’de bıraktım. Savaş başladıktan sonra 6 veya 7 kere ailemle iletişim kurabildim. Telefon ve internet olmadığı için onlarla irtibat kuramıyorum. Ailem baskı yapıldığı için evden çıktı. Sonra ev bombalandı, bunu sonradan öğrendim. Aralıktan bu yana ailem çadırda yaşıyor. Bu sürede çok az iletişim kurabildim. Onlara yardım etmek istiyoruz ama tüm yol ve kapılar kapalı. Elimizden geldiğince yardım etmeye çalışıyoruz ama ulaşamıyoruz. Üniversitede bir erkek kardeşim okuyordu. Üniversite bombalandığı için şu an kimse okumuyor. Başka bir üniversiteye başvuru yaptı ama kapı kapalı olduğu için Gazze’den çıkamadı. Bu savaşta ailemden yaklaşık 40 kişi kaybettim” dedi.
ANNESİ SALDIRIDA YARALANDI
Savaş başlamadan 1 gün önce Antalya’ya geldiğini söyleyen Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nde okuyan Filistinli öğrenci Ansam Shaqura, “Ailem Gazze’nin ortasında yaşıyor. Zorunlu olarak kuzeye geçtiler. Şu an Rafah’ta yaşıyorlar. Annem savaşta yaralandı ve Mısır’a gitti, orada tedavi ediliyor. Yürümesini yüzde 70 kaybetti. Kardeşim de hasta oldu. O da tedavi ediliyor. Hayat orada şu an çok zor. Hayatta kalmak için suya ihtiyaç var. Mecburen kirli suyu içiyorlar. İleride ne olacak, bilmiyoruz. Herkes bize dua etsin. Umarım bizi unutmazsınız” diye konuştu. Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde okuyan Filistinli öğrenci Malek Anati de ailesinin Kudüs’te olduğunu, o yüzden daha şanslı olduklarını söyledi.